ASTROLOJİYE BAKIŞ AÇIMLA İLGİLİ BİR RÖPORTAJ
KISA ÖZGEÇMİŞ
** Aycan’cığım, 19 Nisan doğumlu bir Koç burcuyum ve Yükselen burcum da Oğlak, bu iki boynuzlu burçla inatçı azimli ve kafasına koyduğunu yapan enerjik doğam her durumda içimden fışkırır. Güneş’imin yöneticisi Mars Başak burcunda ve haritamın 9. Evinde yer alıyor beni felsefeler, kültürler, yabancılarla ilişkiler, akademik konularda bol bol çalıştırıyor. Progres Ay Başak burcuna geçti Mars’la kavuştu ve ben yine üniversite okumaya başladım ve ne okuyorum !! Felsefe ! Sembolizm tıkır tıkır çalışıyor. Öğrenmeyi seviyorum yükselen burcumun yöneticisi Satürn Balık burcunda ve 3. Evde eğitim konusunda hep bir kendini tamamlama ve Balık ile sınırları zorlama durumu var. Böylelikle İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller İngilizce Bölümü ve LSE/LONDRA İşletme Ekonomisi bölümünden mezun oldum, Küçük İşletmeler Ekonomisi üzerine Yüksek Lisan yaptım . . Mezun olduktan sonra gidip uzun yıllar Avusturalya’da yaşadım. 2000 yılında yeni Milenyuma girerken ensemde pişen güneşten ve seyyah olmaktan sıkıldım , ülkemin ılıman rüzgarlarına dönmekten başka bir şey düşünmeyerek geri döndüm. Ay Pluto kavuşumu transiti yaşıyordum şimdi anlıyorum çok gezmekten yorulduğum için artık yerleşmek istediğim zamanlardı. Avusturalya’da yaşadığım yıllarda, Astroloji ile değil ama spiritüel konular, yerel halkların kültürleri, inançları, uzak doğu felsefesi gibi konularla çok ilgilendim. Avusturalya’nın konumu açısından bir çok Asya-Pasifik ve Uzak Doğu ülkesine yakın olması şansını kullanarak bol bol seyahatler yaptım ve bir çok öğretmenle yolum kesişti. Astrolojik anlamda çok değerli astrologların olduğu bir ülke olmasına rağmen orada erkenden bu işe sarılmadığım için çok pişmanım ama zamanı gelmemişti belli ki , hayatı tecrübe etmekle daha meşguldüm demek.
**Rasyonel tarafı daha ön planda olmaktan hoşlandığım izin o zamanlar Astrolojiyle hiç alakalı değildim açıkçası, safsata olarak kabul ettiğim gazetede ki burç köşelerini ne okudum , ne de gelecekle ilgili fallara veya kehanetlere ilgi duydum . Ailede spiritüel tarafı, metafizik yanı , telepatisi güçlü olan kişi annemdir. Metafizik tarafa ilgisi güçlüdür ve sinirimi bozan bir yanıyla bilmesine imkan olmayan şeyleri şak diye algılar. Eh bende de küçükken ufak tefek garip olaylar yaşanmadı değil ama bilinçli bir seçimle kendimi metafizik her türlü algıya başarıyla kapadım. Çok uzun zaman sonra , ezoterik bilgilerle ilgilenmeye başladıktan ve spiritüel konuları bol bol okuduktan sonra regresyon ve buna benzer yöntemlerle o bilinç halini tekrar harekete geçirdiğimi düşünüyorum. Bu da başka bir hikayedir ama bu yazı böyle gidersek sonlanamayacak !
**Astrolojiyle önce flört sonra aşk ilişkim 2005 yılında başladı. Şu sıralar çoğunlukla onunla yatıp onunla kalkıyorum. Astrolojiye olan ilgim hiç aklımda yokken bu işlerle yakından alakalı , bir kurstan diğerine giden transandantal meditasyondan tut, çin tıbbına oradan biyo enerjiye oradan şuraya eğitimler alan çok sevdiğim bir arkadaşım sayesinde başladı. Sanırım onun hevesinden etkilendim. Eğitimlerine kayıt yaptırıp daha sonra devam edemediği ve yerini almam için beni ısrarla zorladığı sevgili Hocam Hakan Kırkoğlu’nun Astroloji okulunda 2005 yılında başladı. Bu cümle sanırım artık “caps” oldu çünkü benim gibi bir çok bu işle uğraşan astroloğun eğitimini söylemek için giriş cümlesi budur. Bir başka klişe cümle daha olacak ama o eğitim sonucunda ben astrolojinin gücünü gördüm ve evrenin bizim için bir planı ve bize vaat ettiği bir Moira olduğunu anladım. Böylelikle, Venüs’ün V’sinden haberim olmaksızın astrolojiye çakılma riskini göze alarak sığ bilgilerimle çivileme daldım ve harika bir 4 yıllık eğitimin sonunda başarı ile mezun oldum. Kendimi kadim bilgilere, astrolojik göstergeler dünyasına ve sembolizmin büyüsüne kaptıralı beri kendi çapımda çok yol aldığımı düşünüyorum, iyi bir astrolog olabilmek için açıkçası zaman ve emek harcıyorum. Antik klasik metinleri okuyorum, çeviriyorum, işte sen de biliyorsun naçizane facebook sayfamda astrolojik paylaşımlar yapıyorum. Bilgi herkes için . Hele şimdi bu sene emekli olduktan sonra bunları yapmak için daha da fazla zamanım oluyor. Aktif işimi bıraktım ve tam zamanlı olarak astroloji ile ilgilenmeye başladım. Astrolojinin her alanında fikir sahibi olmak istiyorum. Modern, Klasik ve Ezoterik/Karmik astroloji bakış açıları ile bir haritayı incelemek hoşuma gidiyor. Her birinde başka başka yönlerinizi keşfediyorsunuz . Natal haritayı bir pırlanta taşa benzetiyorum ışığı farklı yerlerden tuttukça yeni yansımalar, kırılmalar ve renkler gördüğüm bir mücevher . İçinde ruhum saklı.
**Herkes astrolojiye merak geliştirebilir çünkü popüler kültürün bir parçası olabilecek bir çok öğeye sahip bir konu. Herkes astrolog olabilir ve öngörüm yapabilir. Ancak bunu yapabilmek için belli aşamalardan geçilmesi gerekir. Astrolojide bir öğrenme süreci mutlaka geçirilmeli, çırak ve usta ilişkisi bu anlamda bence çok önemli. Öğretmenini, ustanı iyi seçmen gerekiyor. Bilgiyi doğru kaynaktan almak ve tek boyutlu bakmamak için bir takım farklı teknik ve yöntemleri kavramak , bir yandan da danışmanlık yaparken uygulamada bir takım etik kurallara uymak gerekir bence. Sadece Burç astrolojisi yaparak astrolojiye yaklaşanlara da bir diyeceğim yok ama astrolojinin bize kazandıracaklarının yanında çok ufak bir çekmece kaplıyor bu , sadece burca bakarak yapılan yorumlar bir bilgisayarı sadece daktilo amacıyla kullanmak gibi, oysa elinin altında bir çok şey yapabileceğin bir sürü program var diye düşünebiliriz. İşin içine girdikçe bu alanda iyi olabilmek için zaman gerektiğini kavrıyorsun. Bir çok kişi bu zamanı ayıracak sabrı göstermek istemiyor, emek harcamadan kulaktan oradan buradan edindikleri bilgilerle hemen yorum yapmaya veya insanları korkutmaya başlıyorlar. Yalan yanlış derinliği olmayan yorumlarla, danışmanlık dilini bilmeden veya bir haritaya yorum bazında nasıl yaklaşılacağını öğrenmeden bazen kişilere zarar bile verebiliyorlar. Bu bağlamda astrolojinin bir eğitim dalı olarak sürekli eğitim kurumlarında programlar açılarak verilmesi harika bir gelişme , keza Hakan Kırkoğlu’ nun okulu ISAR tarafından sertifikasyonu tanınan ve uluslararası düzeyde kabul edilen bir okul, artık yurt dışından tanınmış astrologlar ülkemize gelerek seminerler vermeye başladılar. Demek ki bayağı bir yol alındı astroloji alanında. Daha çok gelişmeliyiz ama bunun için astrolojik eğitim düzeyini arttırmalıyız diye düşünüyorum.
ASTROLOJİ BİR BİLİM DALI MIDIR?
Astroloji bir bilim dalı mıdır? sorusuna bence öncelikle Astrolojinin işlevi nedir ? sorusuna doğru cevaplar vererek başlamak gerekiyor. Bu soru tüm dünyadan astrologlar tarafından çeşitli bakış açıları ile tartışılmış , görüşler ortaya konulmuş ve halen de tartışılmakta. Bunun yanı sıra ülkemizin bu konuda sözü geçen astrologlarının da görüşlerini okuyoruz ve biz yeni nesil astrologlara ışık tutuyorlar.
Astroloji bir bilim midir konusundan çok astrolojinin bir işlevi ve buna bağlı bir felsefesi var mıdır sorusu ile ilgileniyorum. Bu konudaki tüm argümanları buraya sığdırmak elbette imkansız . Ben şahsen o yanıtların üzerine başka bir bakış açısı ekleyecek kadar bu konuda ehil olduğumu da düşünmüyorum , ancak elbette o bakış açılarını okudum ve kendi fikirlerimi şekillendirmek bakımından faydalandım. Bu konuda, Dane Rudhyar ve Robert Hand gibi iki değerli astrolog ustanın düşüncelerine saygı duyuyorum bana biri astrolojiye neden başvurmalıyız dediği veya haritanın vaat ettiklerinin bizi bağlayan bir zincir olup olmadığını sorduğunda bu konuda makaleler, kitaplar yazmış astrologlar ne demiş diye referans alıyorum ve ilk önce kendim ikna olmadığım bir şey üzerinde sırf bir argümanı kazanmak için ısrar etmiyorum. Yanıtlarımızın tek bir pencereden bakılarak verilmiş basma kalıp yanıtlar olmamasına önem veriyorum. Bilimsel bakış açısına sahip olmak ve her bakış açısına farklı açılardan bakabilecek beceriyi, eğitimi ve zihinsel gelişimi yapabilmek için zaten Felsefe okuyorum. Kendi haritamı böyle gerçekleştiriyorum desem daha iyi olur.
Astroloji ; felsefe, psikoloji, matematiksel algoritma, mitoloji , astronomi , çağdaş toplumsal kültürler ve bir semboller dili olarak , tüm bu ilgili normlardan harmanlanmış bir zanaattır. Peki astrolojinin işlevi nedir? Bir çoğumuz astroloji dersleri alıyoruz, astrolog olarak çalışıyoruz, ya da kişisel ilgi bazında astroloji ile ilgili kitaplar okuyoruz, kendimizle ilgili veya gittiğimiz yol hakkında sorularımıza cevap arıyoruz. Bunu yaparken, astrolojinin gelecekteki olayları öngörme konusunda belli bir oranda doğruluk içeren çıkarımları olduğunu kabul ederek ve bizi etkileyebilecek iyi ve zor olarak nitelendirebileceğimiz zamanları görmek ve bu yol gösterici işaretlerin ışığında bir çok kararımızı ve adımımızı planlamak açısından önümüzü görmeye çalışıyoruz. Astrolojik haritamızı, kendimizi daha iyi tanımlamak zayıf ve güçlü yanlarımızı görmek için bir rehber olarak kullanıyoruz, bununla beraber bizi başkalarından farklı davranmaya iten nedenleri anlamaya çalışıyor , kişiliğimizdeki bizi diğerlerinden ayıran farklılıkları görüyor ve anlamlandırmak istiyoruz. Kendimiz hakkında bu bilgileri edinmek bizi kendi davranış kalıplarımız ve seçimlerimiz hakkında bilinçlendiriyor ve bir anlamda bireysel özümüzü kabul etmemize yarayan çıkarımlar yapmamıza yardımcı oluyor.
İş sahası insan ve insana dair konular olan , gelecekle ilgili yaptığımız ön görümlerle bir anlamda kahinlik yaptığımız bir meslek olan astrolojiyi bilimsel bir takım kalıplarla izah etmek bence güç hatta gereksiz . İlla astrolojiyi bir bilim dalıdır önermesi ile ciddiye aldırmaya çalışmak bence anlamsız. Bunca insan ilgiliyse okuyorsa yazıyorsa öğretiyorsa danışmanlık veriyorsa ve alıyorsa , astroloji toplumsal algı içerisinde bir yer tutuyorsa bu bir meslektir ve her mesleğin mutlaka bilimsel olması gerekmiyor bence. Ortaçağdan beri astrologlara halkın ilgisi yoğun ve mesleki tecrübelerini bize aktararak bir külliyat oluşturmuşlar mesleki deneyimlerinden faydalanıyoruz. Astrologlar zamanın kayıt memurları gibi. Göksel devinimlerin yaşamımızdaki iz düşümlerinin üzerinden paralellik kurarak ön görümler yapıyorlar. Bu aşamada, astroloji bir anlamda bilimlerden ödünç alarak örneğin felsefi ve psikolojik modeller , tanımlar ve algoritmik hesaplamalar kullanarak aradığımız cevaplara bizi ulaştırma amacıyla işlev görüyor. Bu iki noktada, çok geniş anlamıyla astroloji bilimden yararlanır diyebiliriz. Bilim bilgi edinmek için doğayı, çevremizi ve bunun bir parçası olan insanı bu koşullardan nasıl etkileneceğini inceler ve bilgi toplar ve bu belli faktörlerle ve koşullarla tekrar karşılaşıldığında neler olabileceğine dair veri biriktirir ve kategorize eder. Sebep-sonuç ilişkisini gözetir. Astroloji de belli sembollerin ve göstergelerin bir araya geldiği durumlarda neler olabileceği ve bizleri nasıl etkileyebileceği ile ilgili kadim zamanlardan başlayarak bizlere ulaşmış bilgiler ışığında ve üzerine eklenmiş çağdaş bilgilerle yorumlayarak aynı şeyi yapar. Şu gezegen bu gezegenle açı yaptığı zaman böyle bir koşulda ne olabilir diyerek bir öngörüm yapacak veri bankasına sahiptir. Yüksek doğruluk payıyla ehil bir astrolog bu verilerle öngörümler yapar. Bilimsel bilgi ve bilim dalı olmak konusunda astrolojinin tam da bu noktada ”astroloji bir bilimdir” dediğimiz kategoriye girmediğini düşündüren şey , belli faktörler ve koşullar doğrultusunda elde edilen bilimsel bilginin veya çıkarımın belli koşulların gerçekleştiği durumlarda GÜVENİLİR, UYGULANAN METOTLAR ÇERÇERVESİNDE KESİN VE ÇIKARIMLARIN MUTLAK , sebep sonuç ilişkisine dayandırılarak , HERKESE UYGULANABİLİR verilerden oluşması. Bu bir anlamda astrolojik verilerin bir istatistiki yanını bulmak ve laboratuvar deneyi gibi belli koşullarda yer alan değişkenlerini bularak çıkarımlar yapmak demek. Bunu da yapan astrologlar var, yılların deneyimi ışığında belli göstergeleri belli sonuçlarla eşleştiren ve bir anlam çıkaran deneysel astroloji yapanlar var evet. Buna da Amennah. Bunun ötesinde, astroloji bir taraftan Venüs Satürn karesinin ne anlama geldiği ile ilgili tanımların ilerisinde bir yanıyla, insanla , insanın bu evrendeki bireysel var oluşuyla insanın kozmosla ve çevresiyle ilişkisiyle, kurmak istediği ilahi veya evrensel bağla ve mükemmel işleyen bir düzenin parçası olup olmadığını araştırmakla da alakalıdır. İnsanın evrenle ilişkisini ve doğa dediğimiz mükemmel işleyişle ne gibi bir bütünlük sağladığını hala yüzde yüz fark etmiş sayılmayız. Biz her dolunayda artan duygusallığı, doğumları veya kazaları lunatik denilen ruh dalgalanmalarını içeren ayın fazları ve insan halleri bağıntısını bile bilimsel anlamda kabul ettirebilmiş değiliz. İnsan bu tıkır tıkır işleyen düzenin içinde varlığının bir anlamı olup olmadığını merak eder. Ruhunu merak eder, var mı, varsa amacını, nereden gelip nereye gittiğini. Bedenimiz materyal yanıyla dünyaya ve çevresel koşullara bağlıdır örneğin yerçekiminden etkilenir , nefes alan veren bir canlıyız oksijene bağlıyız ama peki ya içsel kimliğimiz onun dinamikleri nelerdir, haritamızda incelediğimiz sembollerle kimliğimizin derinliklerine inebilir miyiz, bilinç altımızdan gelen tutumların nelere bağlı olabileceğini astrolojik olarak ispatlayabilir miyiz? Belki bunu da Jungiyen sembollere dayalı veya insanın kolektif bilincinden yansıyan arketiplerle açıklayabiliriz. Ve bu arketipler yoluyla yaptığımız psiko sentezler bilimsel yaftası taşıyabilir mi ? Çünkü bu anlamda sembolik bir dil taşıyan astroloji için bilimsel bir dil kullanır diyemeyiz.
Bu nedenle insan varlığının bir çok katmanını araştıran felsefe, psikoloji gibi bir çok bilim alanının yanında Dane Rudhyar’ın dediği gibi astrolojiyi “ 3.GÜÇ” olarak görüyorum ve tüm bu alanlardan faydalanarak astrolojinin insanın varlığıyla ilgili olguların içinde insana önemli bir kavrayış, farkındalık ve gelişim alanı sağladığını düşünüyorum. Varsın bilim olsun veya olmasın! Astrolojinin bana , bizlere kattıklarını inkar edecek değilim en azından beni çok geliştirdi ve danışanlarımın hayatında bir fark yarattı bunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Astroloji Willam Lilly’nin dediği gibi bir zanaat kolu. Ustası da var çırağı da ve yaygın bir meslek kolu olma yolunda ülkemizde hızla öne çıkıyor ve bu da hepimizi daha iyi olmak konusunda motive ediyor.
ASTROLOJİK ANLAMDA HARİTAMIZ KADERİMİZ Mİ? HEPİMİZİN KİŞİSEL TELOS’UMUZU BULMAYA GELDİK ( Grekçe Telos : Yaşam amacı demek)
Doğduğumuz anda Moira’mız ( kader, şans) bize bahşedilmiştir. Haritamız en güçlü yanlarımızı ve en zayıf yönlerimizi bir arada barındırır. Hayat bir tekamül yolculuğu bana göre ve ümit ederim ki potansiyelimi gerçekleştirebileceğim seçimleri yapabilirim. Harita göstergeleri bir kader çizgisi midir konusunda birbirinden farklı gibi görünen görüşlerde olsa aslında aynı şeye farklı yollardan ulaşmayı tartıştıkları için insan, kaderi ve gittiği yol konusunda Stoacılar ve Platoncuların görüşlerine ve felsefelerine saygı duyuyorum. Aralarındaki temel fark insanın kozmolojik bilgiye ve kozmosun işleyişine dair edinmek istediği bilgiye nasıl varabileceği ile ilgili felsefi tartışmadır. Biri akıl ve somut mantık yoluyla insan doğamızı kabul etmemizi önerir ki bu anlamda gerçekçi tarafım STOA felsefesinin insana yaklaşımını çok mantıklı buluyor. Ama diğer yandan insanın tek boyutlu bir varlık olmadığını ve keşfedilmesi gereken ruhsal bir özü de olduğunu tartışan Platon /Pisagoryan felsefeyi de mutlulukla kabul ediyorum. Platon ekolünün evrensel logos mantığına göre ruhlarımızın ebedi olduğu argümanı ve buna bağlı olarak insanın evrendeki yerini anlama çabasına da yakınım açıkçası. Platon açıkça öteki dünyaya inanır….Ruhların yolculuğundan bahseder. Oysa “İnsan doğasına uygun yaşar” der Stoacılar. Bu bir anlamda evrendeki yerimizi rasyonel anlamda görmemizi olmayacak duaya amin demememizi ön görür. “ İnsan kapasitesinin en yüksek düzeyde kullanılmasına ama aynı zamanda eşsiz bir düzeni olan devasa bir evrende minicik bir parça olduğumuzu anlama cesaretine bir çağrıdır yaşam” demişlerdir. Ve beden ölünce çürür ve başka bir somut forma dönüşür. Ruhu Can olarak görmüştür Stoikler ve bedenden bağımsız değildir. Her ikisi de mantığıma uygun. İnsanın kaderi ve bu maddi dünyada yaşama kapasitesi ve evrenin işleyiş kanunları önceden planlanmıştır. Ölüm günü gelip çattığında bunu aşabilecek bir gücü henüz keşfetmedik ki öleceğimiz günü de bilemiyoruz bu nedenle yaşam doğumdan başlayarak sonu belli olan bir yolculuktur, hangi durakta ineceğimizi önceden bilmemiz mümkün değil. Ancak doğum ve ölüm bize bağlı olmasa da, hayatımızı nasıl yaşayacağımız bize bağlıdır, astrolojik harita eğer bir potansiyelse ve keşfedilmesi , terbiye edilmesi, iyileştirilmesi gereken yönlerimiz varsa bunu yapabilmek adına bize ipuçları verir. Kendimiz hakkında farkındalığımızı arttırarak haritanın üzerine çıkabiliriz, akıl, mantık ve irade ile değişebiliriz ilerleyebiliriz buna inanıyorum. Algılarımızı bir öteki dünyanın varlığını algılamaktan uzak olsa da insanca yaşamak bir insanın onurudur ve etik anlamda en yüksek amacına hizmet etmelidir diyen Stoacılarla, insanın ruhsal amacını keşfedip, yapabileceği tekamülünü yapması gerektiğine inanan Platonculara da eyvallah. Haritada Satürn’e, Ay’a , Güney Ay düğümüne, su evlerine, üçüncül evlere, Pluton’a , Ruh Noktamıza, şans noktamıza, doğum öncesi tutulmalarımıza v.s bakarak ayağımıza takılacak taşları veya başımızı dik tutmamıza yardım edecek niteliklerimizi görebiliriz. Güneşimize, yükselenimize, MC noktasına, Kuzey Ay Düğümüne v.s bakarak nereye doğru gelişim potansiyeli yakalayabileceğimizi ve kendimizi gerçekleştirebileceğimizi görebiliriz. Sonuçta, evet bence hepimizin bu hayatta bir şansı, kaderi ve bu dünyaya geldiği bir doğası, özü ve ruhsal bir kimliği var. Asıl mesele kaderine boyun eğmek ve kendini ellerine teslim etmek değil, hayatın sana bahşettikleri ile en mükemmel seni oluşturmak ve alçakgönüllülükle potansiyelini yaşamak ve kendini iyisiyle kötüsüyle kabul etmek ve sevmek.
Ezoterik astrolojiyi ilk olarak Türkiye’de değerli astrolog Meltem Sözübir’le beraber bir seminer vererek tanıttık. Daha sonra bir eğitim programı hazırlayarak eğitimini de vermeye başladık. Meltem Hn. Öncelikleri nedeniyle bir müddet astrolojiye ara verdi. Ben Ezoterik Astroloji Eğitimleri vermeye devam ediyorum ve ilgi günden güne artıyor. 2014 Ekim ayında yeni bir sınıf açacağım. Ezoterik Astroloji yi Alice Bailey ve Madam Blavatsky’nin öğretilerini göz önüne alarak, Alan Oken ve Ruth Mierswa gibi uzman astrologların kitaplarını inceleyerek hazırladım ve bunun yanı sıra karmik astroloji ve geçmiş yaşamlar konuları ile pekiştirebileceğim araştırmalar yapıyorum. Bildiğin gibi hem astrolojik danışmanlık , hem astroloji dersleri vererek yapmak istediğim en güzel işi yaptığıma inanıyorum. Şu sıralar da Klasik Astroloji üzerine Master dersleri almaktayım bu ay bitirme sınavlarım var bana şans dileyinJ Tabi yazının sonuna kadar sabır edebilecek kimler kaldıysa diyelim.
Sevgilerimle,
Naz Bayatlı
Comentários